Sırat-ı Müstakim (Ayrıntılı Bilgi www.efgan.net)
  Sebilürreşad Kayseri’de
 
Yunan ordularının Ankara’ya doğru yürüyor olması Ankara’yı telaşlandırır. Daha güvenli olan bölgelere bilhassa Kastamonu ve Kayseri’ye çekilmek durumu ortaya çıkar. Hükümet, hazineyi ve önemli resmi evrakı Kayseri’ye nakleder. Hatta hükümet ve Meclisin de buraya nakli düşünülür.
 
 
Bu noktada yine Âkif’le Eşref Edip isimler yan yana anılır. Âkif, meclisin ve hükümetin nakline şiddetle karşı çıkar. Ordunun Sakarya’da bir müdafa savaşına girmesini ister. Âkif, bu şekilde tarihen çok önemli bir hizmet gerçekleştirirken Eşref Edib’i de Kayseri’ye gönderir. Ona:
 
 
—Sen Sebilürreşad klişesini al, Kayseri’ye git. Sebilürreşad’ı orada çıkar. Arkamızdaki Müslümanlar ye’se, ümitsizliğe düşmesinler, der.
 
 
Sebilirreşad, bundan sonra Kayseri’de yayına başlar. Fakat bir sayı yayımlanabilir ancak. (490. sayı (24 Eylül 1921). Fakat, tarihi görevini hakkiyle başarır. Bu sayıda Ali Şükrü Bey’in Kayseri Ulu Camiinde Milli Mücadeleye ilişkin “Anadolu’nun Büyük ve Mukaddes Cihadı” başlıklı konuşması yer alır. Bu konuşma da tıpkı Akif’in Balıkesir ve Kastamonu’da yaptığı konuşmalar gibi büyük bir ilgiyle karşılanmış ve halk üzerinde büyük bir tesir meydana getirmiştir.
 
 
Dergi tek sayı çıkar ama Eşref Edib’in yazdığı Sebilürreşad imzalı beyannameler Kayseri matbaasında basılarak etraf ve havaliye dağıtılır. Eşref Edip, bu yayınların Orta Anadolu’daki tesirini ‘ Sebilürreşad nüshalarının, beyannamelerinin, o tehlikeli ve heyecanlı günlerde Orta Anadolu’da efkarı teskin hususunda çok büyük tesirleri görüldü.” Şeklinde belirtir.
 
 
Sebilürreşad tekrar Ankara’da
 
 
Sakarya savaşı için Âkif “Sakarya, inşallah düşmana mezar olacaktır.’ Demiştir. Bu dilek gerçekleşir ve savaş zaferle neticelenir. Eşref Edip Eylül 1921’den bu yılın sonuna kadar kaldığı Kayseri’den Ankara’ya döner ve dergi tekrar Ankara’da yayına başlar. Derginin ameli yükü yine Eşref Edib’in omuzlarındadır. Muhteva yükü de Âkif’tedir. Yazıları, şiirleri, tercümeleriyle kalem mücadelesini devam ettirirler. Derginin 491-527. sayıları (10 Aralık 1921-22 Nisan 1923) Ankara’da çıkar.
 
 
Büyük zafer kazanılır ve Âkif’le Eşref Edib’in tahayyül bile edemedikleri gelişmeler olur. 9 Eylül 1922 Türk ordusu İzmir'e girer. Bu olumlu gelişmelerden sonra Meclis'te Sebilürreşat'a yardım konusu tartışılır. Basına dolayısıyla Sebilürreşad’a da yapılan hükümet yardımı kesilir. İki dost, görevlerini yapmanın huzuru fakat yeni olup bitenlerin şaşkınlığı ile Sebilürreşad klişesini yanlarına alıp İstanbul’a dönerler. 12 Nisan 1923 ‘ Sebilürreşat'ın Ankara'da son sayısı çıktı. Mayıs 1923 Mehmet Âkif ve Eşref Edip, İstanbul'a döndüler.
 
 
 
Sebilürreşad’ın yeniden İstanbul’da
 
 
İki dostun artık sıcak bir mücadele ortamları kalmamıştır. Âkif, Mısır’a gider. Eşref Edip, artık yanında Akif yoktur ama o, İstanbul’a döndükten sonra da dergi yoluyla mücadeleye devam eder ve derginin 528-641. sayılar (16 Mayıs 1923-5 Mart 1925) İstanbul’da çıkar. Kemalist yönetime karşı muhalif yayınlarına devam eder.
 
 
Sebiliürreşad’ın kapatılması
 
 
Ülkede şarlar çok değişmiştir. Lozan Anlaşması sonrasında İslâmcı kesimin Meclis'ten tasfiye yoluyla uzaklaştırılması Sebilürreşad’ı da büyük ölçüde etkileyecektir. Nihayet Şeyh Said “İsyanı” bahane edilerek ( Şeyh Said, yargılanması sırasında, çıkan olayların etkisiyle yapıldığını söylemiştir.) çıkarılan “Takrir-i Sükûn Kanunu”yla birlikte Millî Mücadele hareketinin geniş halk kitleleri bazında benimsenmesinde büyük ölçüde etkili olan Sebilürreşad dergisi 641. sayısıyla kapatılır. (6 Mart 1341/1925) Ardından Eşref Edip, polis takibine alınır. 1926 yılının Mayıs ayında henüz taşındığı Heybeliada’da tutuklanarak polis karakoluna götürülür. Daha sonra Babıali’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne getirilir. Burada da hemen o caddede bulunan Sebilürreşad bürosunda arama yapılır ve hiçbir suç unsuruna rastlanmaz. Buna rağmen Eşref Edip, tutuklanarak İstiklâl Mahkemelerine sevk edilir. Önce Ankara ardından Diyarbakır İstiklal mahkemelerinde yargılanır. Daha sonra mahkemenin Elazığ’a nakledilmesi üzerine diğer mahkûm gazetecilerle birlikte buraya getirilir. 87 gün burada kalır. Mahkemede kendisine Şeyh Said İsyanı, inkılâplar, din, milliyet, hilafet hatta Akif’le ilgili sorular sorulur. Eşraf Edip, hukukçu kimliğiyle kendini çok iyi savunur ve hakkında hazırlanan tertibi boşa çıkarır.
 
 
Eşref Edip, uzun muhakemelerden sonra, yayın faaliyetlerini durdurmak şartıyla 13 Eylül 1925’de serbest bırakılır. Bu yargılanmanın geniş bir hikâyesi daha sonra onun “İstiklal Mahkemelerinde(Sebilürreşad’ın Romanı)” adıyla önce Sebilürreşad’da yayımlanacak daha sonra kitap olarak da çıkacak eserinde yer alacaktır.
 
 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol