Sırat-ı Müstakim (Ayrıntılı Bilgi www.efgan.net)
  Mehmet Mermer İslami Uyanış Sürecinde Bir Dergi: Sıratı Müstakim
 
Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir.(Hacc 54)
1908 yılı 2.Meşrutiyetin ilanından hemen bir gün sonra Ebulula Mardin ve Hafız Eşref Edip arasında geçen bir konuşma ile isim hakkı alınan "Sırat-ı Müstakim" dergisi, bir ay sonra yayın hayatına başladı. Bir aylık süre zarfında dergiye yazı yazabilecekler tek tek tespit edilip teklifler yapıldı. İleriki dönemde "İttihadı İslam"düşüncesini temsil eden yayın organı olarak tanınacak olan dergide, karma bir yazar kadrosu, yazılar yazdı.  Dergide muhafazakârlıktan milliyetçi anlayışa, tecdidçi-ihyacı anlayıştan tasavvufi anlayışa uzanan bir çizgi vardı.
1912'de düşünce ve anlayışların  -Milliyetçilik, Türkçülük, Batıcılık, İslamcılık-  yavaş yavaş birbirinden ayrışması,  bazı yazarların başka fikri kulvarlara geçmesiyle beraber dergi adını değiştirdi. Derginin yeni ismi "Sebilürreşad", önceki ismi çağrıştıran bir isim olarak akıllarda kaldı. Sıratı Müstakim ve Sebilürreşad dergileri, toplam bin sayıyı bulan yayınlarıyla belki tarihin en hareketli, sosyal-siyasi değişimin en hızlı geliştiği yarım asrı aşan bir zamanın tanığı olmuşlardı. Dergi 1925'e gelene kadar dört beş defa kapatılarak kesintiye uğradı. 1925'te "Takriri Sukun" ile beraber süresiz kapatıldı. 1908 Meşrutiyetin ilanı ile İttihat Terakkinin politikalarına destek veren dergi, İttihatçılar içinde bir grubun dinde reform peşinde olduğunu öğrenince desteğini çekmiş ve karşı cephe almıştı. İnşallah başka bir yazıda bu konuya değiniriz.
Dergide yazanların çoğu birbiri ile arkadaş ve tanıdık çevredendi. Ev ve kıraathanede (Kitabevi) sohbet arkadaşıydılar. Başmuharrirliğini Mehmed Akif'in yaptığı dergide dönemin tanınan birçok isimleri yazı yazdı. Dergiye yazı yazanlar arasında Bereketzade İsmail Hakkı, Babanzade Ahmet Naim, Ferit Kam, Mehmet Fahrettin, İzmirli İsmail Hakkı, Tahirül Mevlevi, Mithat Cemal, Halim Sabit, Aksekili Ahmet Hamdi, M. Şemseddin Günaltay, Manastırlı İsmail Hakkı, Bursalı Mehmet Tahir, Yusuf Akçuraoğlu, Ahmet (Agayef) Ağaoğlu vardı.
Çevirileri yapılıp gazetede yazıları basılan Türk ve Arap kökenli bazı İslamcı düşünürler de vardı:
Sait Halim Paşa; Fransızca yazmış olduğu eserleri Akif tarafından Türkçeye çevrilip yazı dizisi halinde gazetede basıldı. Gazetede, Paşa'nın  "Meşrutiyet, Taklitçiliğimiz,  Fikri Buhranımız,  Cemiyet Buhranımız, Taassup, İslam Dünyası Neden Geri Kaldı? Ve İslamlaşmak"  adlı kitapları belli aralıklarla yayınlandı. Paşanın düşüncelerinin özeti, şu cümle ile anlaşılabilir: "Batıdan alınan medeniyet unsurları İslami bünyeye uymayacak ve Osmanlı'nın ihtiyaçlarını karşılamayacaktır. Hakeza her millet kendi "düstur ve ananeleri" sayesinde ancak terakki eder."
Ferid Vecdi; "Müslüman Kadını" adlı eseri Türkçeye çevrilip basıldı. Gazetede yer yer yayınlandı.
Muhammed Abduh; Urvetü'l-Vüska adlı Arapça Gazetesinde yazmış olduğu birçok makale iktibas edilip yayınlandı.
Cemaleddin Afgani; Fikirleri ve verdiği mücadeleler hakkında makaleler yazıldı.
Reşid Rıza; Kendisinden destek mahiyetinde makale talep edildi. 1909-1910 yılarında İstanbul'da bulanan Reşid Rıza, Sıratı Müstakim çevresi ile temaslarda bulundu
Tunuslu Salih ŞerifAfgan Emiri Abdurrahman Han, Lamartine, Moliere, Victor Hugo gibi kendisinden tercümeler de yapılan, isimler vardı.
Dergi çıkarma fikrini çok önceden ortaya atan isim Mehmed Akif'ti. Safahat'a kaynak teşkil eden şiirlerini yazan Akif, bunları topluma ulaştırma isteğindeydi. Meşrutiyetin ilan edilmesinden üç beş yıl önce Muhammed Abduh'un ve Ferid Vecdi'nin fikir yazıları ile tanışmış,  bunları dikkatle takip etmiş, Türkçeye tercüme etmişti. Üstelik Abduh'un bir risalesini de Türkçeye çevirmişti, devrin "istibdat" yönetiminden dolayı bunu yayınlama imkânı bulamamıştı. Meşrutiyetin ilanı, hürriyet ve özgürlüğün oluşması, ilk sayılarda kullanılacak yazıların hazır elde bulunması, derginin hızlı çıkmasında büyük etken oldu. Dergi büyük maddi desteğini Sait Halim Paşanın kardeşi Abbas Halim paşadan aldı. Abbas Halim Paşa, Akif'i seven ve takdir eden biriydi.
İlk sayısı 27 Ağustos 1908'de 40 bin baskı adedi "traj" ile yayınlanmaya başlayan derginin logosunda şunlar vardı:
Sıratı Müstakim Dergisi; din, felsefe, edebiyat, hukuk ve ilimlerden bahis haftalık gazetedir. Sahipleri Ebul Ula Zeynelabidin ve Eşref Edip. Nushası 50 paradır.  Dergi 16 sayfa olmakla beraber bazen 17, 18. 20 sayfayı bulduğu da olmuştur. 182 sayısı 7 ciltte toplandı. Sebilürreşad dergisi 183. Sayıyla yayına başladı. Sebilürreşad, yayın politikasını tek bir cümle ile özetledi: "Müslümanların uyandırılma ve yüceltilmesi için çıkmaktadır."
Dergi çok geniş bir coğrafyaya ulaştırıldı. Arnavutluk, Yemen, Bağdat, Mısır ve benzeri birçok İslam beldesinde büyük bir ilgi gördü. Bu coğrafyalardan yazılar, mektuplar gazeteye akmaya başladı.
Dergide kimin ne yazacağı, hangi köşeyi alacağı az çok belliydi:
Eşref Edip; hocası Manastırlı İsmail Hakkının, Ayasofya kürsüsünden verdiği 60 kadar derslerin notunu daha önceden yazıp not tutmuştu. Bu notlarını  "Mevaiz" adlı dergi köşesinde seri halde yazdı. Mektebi Hukuk'ta M.İsmail H.Hocasından notlarla edinmiş olduğu "Fıkıh Usulü" yazılarını dergide yayınladı. Yirmili yaşlarında bir gencin tuttuğu bu notlar ikibin sayfaya yakındı.
Babanzade Ahmet Naim; derginin hadis köşesi bölümünde,  gündeme dair hadis tercümeleri yaptı ve alınması gereken dersleri yazdı. Yer yer lise (Sultani) de verdiği din derslerini yazdı.
Mehmed Akif; Safahat şiirlerini yazdı, yer yer Kuran Meali ve kısa Kuran ayetlerinin tefsirlerini yazdı. Birçok yabancı eser (Arapça-Fransızca) tercüme edip dergide yayınladı.
Ebul Ula Mardin; Hadis ve Tefsire dair yazılar yazdı. Ali Haydar Efendinin "Usu-li Fıkıh" notlarını toplayıp yayınladı.
M.İsmail Hakkı; Tefsir konusunda makaleler yazdı.
Ş.Musa Kazım; Sosyal konular ve "Kelam İlmi" ne dair yazılar yazdı.
Bereketzade İsmail Hakkı; "Necaibi Kuran'iye" başlığı altında tefsir konuları yazdı.
Aksekili Hamdi; Dış ülkelerde meydana gelen siyasi, kültürel gelişmeleri haber olarak aktaran muhabirdi.
Not: Bir sonraki yazımızda Sebilürreşad'ın içeriği ve İstiklal mahkemelerinde, Şeyh Sait davası ile beraber nasıl yargılandığını yazacağız, İnşallah.

 
 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol